132 (749-50) yılında Vâsıt’ta dünyaya geldi. Bazı kaynaklarda 131 veya 135 (752-53) yılında doğduğu söylenmektedir. Ailesi Abbâsî hilâfetinin kurulması üzerine Vâsıt’ı terkedip Kûfe’ye yerleşmiş ve Şeybânî burada yetişmiştir. On dört yaşından itibaren dört yıl Ebû Hanîfe’nin ilim meclisinde bulunan Şeybânî, hocasının vefatından sonra onun fıkhî görüşlerini ve yöntemini başta Ebû Yûsuf olmak üzere talebelerinden öğrenmeye devam etti (Serahsî, el-Uṣûl, I, 378-379). Ayrıca Kûfe’deki hadisçilerin ve diğer âlimlerin ders halkalarına katılarak onlardan ilim tahsil etti (Hatîb, II, 172). Kûfe’deki öğrenimini tamamlayınca hadis konusunda derinleşmek için gittiği Medine’de üç yılı aşkın bir süre kaldı ve İmam Mâlik’ten el-Muvaṭṭaʾı dinledi. Ardından Mekke’de Süfyân b. Uyeyne’den, Dımaşk’ta Evzâî’den, Horasan’da Abdullah b. Mübârek’ten ve Basra’da çeşitli âlimlerden ders aldı. İlim yolculukları sona erdiğinde Bağdat’a yerleşti. Şöhretini duyanlar ondan hadis ve fıkıh dersleri almaya başladı. İlmî birikimi ve anlatım gücüyle dikkatleri üzerine çekti, Bağdatlılar tarafından Ebû Yûsuf’a tercih edilmeye başlandı ve onun vefatının ardından ehl-i re’yin lideri konumuna yükseldi. Şeybânî’den ders alanlar arasında Şuayb b. Süleyman el-Keysânî, Ebû Süleyman el-Cûzcânî, Ebû Hafs el-Kebîr, Hişâm b. Ubeydullah er-Râzî, Îsâ b. Ebân, İbn Semâa, İsmâil b. Tevbe el-Kazvînî, İmam Şâfiî ve Mâlikî fıkhının tedvininde önemli yere sahip olan Esed b. Furât bulunmaktadır.

Şeybânî’nin yaşadığı dönemde Abbâsî halifelerinden Ebü’l-Abbas es-Seffâh, Mansûr, Mehdî-Billâh, Hâdî-İlelhak ve Hârûnürreşîd iktidarda bulunmakla birlikte kaynaklarda onun sadece Hârûnürreşîd ile ilişkisinden söz edilmekte ve bunun da Ebû Yûsuf’un tavsiyesiyle başladığı belirtilmektedir. Hârûnürreşîd, Şeybânî’yi yine Ebû Yûsuf’un tavsiyesiyle Abbâsî halifelerinin yazlık başşehri Rakka kadılığına tayin etti. Şeybânî bu esnada ilmî çalışmalarına ara vermeyip er-Raḳḳıyyât ve es-Secedât adlı iki eser yazdı (Keşfü’ẓ-ẓunûn, II, 1424, 1669). Hârûnürreşîd, Zeydî imamı Yahyâ b. Abdullah’ın 176 (792) yılındaki isyanından dolayı onunla istişare ettiğinde (Taberî, IV, 631) Ali evlâdı taraftarı olduğu izlenimi uyandırdığı için halifenin güvenini kaybetti, 187’de (803) kadılık görevinden azledilerek fetva vermesi yasaklandı ve eserlerinde isyana sürükleyen görüşlerin bulunup bulunmadığı kontrol edildi. Ardından Hârûnürreşîd, bu olayda kendisinin kusurlu olduğunu anlayıp Şeybânî ile temasını sürdürdü ve Ebû Yûsuf vefat edince onu başkadılığa getirdi. Şeybânî hayatının sonuna kadar bu görevde kaldı. 189 (805) yılında Hârûnürreşîd’in refakatinde gittiği Rey’de vefat etti ve oraya defnedildi. Bazı kaynaklarda 187’de (803) öldüğü belirtilmektedir.

Eserleri: el-Aṣl, el-Câmiʿu’ṣ-ṣaġīr, el-Câmiʿu’l-kebîr, ez-Ziyâdât, es-Siyerü’ṣ-ṣaġīr, es-Siyerü’l-kebîr, el-Keysâniyyât, el-Meḫâric fi’l-ḥiyel, el-Kesb, el-Ḥücce ʿalâ ehli’l-Medîne, Kitâbü’r-Raḍâʿ, el-Âs̱âr, Muvaṭṭaʾü’l-İmâm Mâlik rivâyetü Muḥammed.

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR