Tuğba Coşkuner ile Liya ve Tüylü Arkadaşları

Tuğba Coşkuner ile Liya ve Tüylü Arkadaşları

 

Öncelikle okuyucularımızın sizi daha yakından tanıyabilmeleri ve yolculuğunuzdan haberdar olabilmeleri için kendinizden biraz bahseder misiniz?

1992 doğumluyum. Yazmaya lisede, yerel gazetelerde başladım. Öğretmen lisesinin ardından Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde matematik öğretmenliğini bitirdim. O dönemde de dergi ve gazetelere yazmaya devam ettim, editörlüğe başladım. Eğitim fakültesinden mezun olduktan sonra oyun terapisi, masal terapisi, çocuk resimleri analizi eğitimleri aldım. Şu an hem yayınevi ve dergilerin editörlüğünü-yayın danışmanlığını yürütüyor hem eğitim-öğretim alanında kurumlara müfredat hazırlama ve uygulamada destek veriyor hem de büyük bir iştahla öğrenmeye, okumaya, yazmaya devam ediyorum. İlk kitabım 25 yaşındayken çıktı.

 

Liya ve Tüylü Arkadaşları Albaraka Yayınları’ndan yayımlandı ve okuru tarafından oldukça ilgi gördü. Bu kitabı kaleme almanızdaki temel dinamik neydi?

Doğayı ve hayvanları çok seviyorum. Bazılarımız sokak hayvanlarına bakmamamız gerektiğini, yerinin doğa olduğunu söylüyor ancak o hayvanlara yaşayacakları bir doğa bırakmadık. Şehirler maalesef hayvanlar için çok tehlikeli. Onları gözetmemiz gerektiğini kurmaca bir hikâyeyle çocuklara anlatmak istedim.

Liya ve Tüylü Arkadaşları’nı yazarken nasıl bir yazma süreci geçirdiniz ve bu kitabın çocuklarda nasıl bir duygu bırakmasını arzuladınız?

Hikâyeye başlamadan önce aklımda kurguya dair birçok şey belirledim. Hikâye nerede geçecek? Karakterler kimler olacak? Kitap nasıl bitecek? Önce bunları belirledim, ardından da yazmaya başladım. Resimli kitapların yazma süreci çok eğlenceli oluyor. Bu kitabı okuyan çocukların sokaktaki dostlarımıza karşı farkındalık kazanmalarını ve onlarla empati kurmalarını umuyorum. 

 

Günümüz çocuklarının hayvanlar ve doğa ile iletişimini nasıl değerlendiriyorsunuz

Görecekleri, özdeşim kuracakları, oynayıp keyif alacakları bir doğa maalesef yok. Büyük şehirlerde çocuklar güneş veya bir tutam ot görmeden günlerini geçiriyor. Bağ kurmadığımız bir şeyi sevemeyiz, sevmediğimiz bir şeyi de gözetemeyiz ve özlemini duymayız. Hayatında hiç çikolata yemeyen bir çocuğun canı çikolata çekmez ya aynı onun gibi. Önce doğayı çocuklar için bir ihtiyaç hâline getirmeliyiz. Hem fiziksel hem de zihinsel gelişimleri için doğa çok önemli. 

 

Hayvanlar ve doğayla iletişimin çocukların gelişimi açısından önemi nedir? 

Doğa ve hayvanlarla bağ kurmayan, doğada vakit geçirmeyen çocukların stres seviyeleri yüksek oluyor. Doğa aynı zamanda çocukların duygularını yönetmesine, anlamasına da yardımcı oluyor, onlara ayrı bir bilgelik kazandırıyor. Ekranlardan, ışıklardan, gürültüden, trafikten bunalmış zihinlere dinginlik veriyor. Sebep sonuç ilişkisi kurmalarını ve geleceği emanet aldıklarını bilmelerini sağlıyor. 

 

Çocuklara kitap okumayı nasıl sevdirebiliriz? Bu konuda ebeveynlere düşen sorumluluklar nelerdir?

Kitap okumak… Ebeveynler hep çocukların kitap okumadığından şikâyet eder ama kitap okuyan çocuk sayısı kitap okuyan yetişkin sayısından daha fazladır. Çocuklara kendileriyle ve kitaplarla baş başa kalabilecekleri zamanlar ve mekânlar tanımak, ailece kütüphaneye gitme alışkanlığı edinmek, her ay kitap bütçesi ayırmak veya çocuğun kendine ait bir kitap kumbarasının olması da çocuğu bu konuda teşvik edecektir. Çocukları belli türdeki kitapları okumaya mecbur bırakmamak ve farklı türleri de çocuğa sunmak çok önemli. Bazen çocuğun kitapları sevmediğini düşünürüz ama hâlbuki sadece ilgilerini çekecek metin türünü bulamamışlardır. Okuma kulüpleri de çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında etkilidir. Bir okuma kulübü bulamıyorsanız akrabalarla, sınıftaki öğrencilerle, apartmandaki çocuklarla bir okuma kulübü kurulabilirsiniz. 

 

Sizce bir çocuk kitabı hangi nitelikleri barındırmalıdır? Ebeveynler çocuklarına kitap seçerken nelere dikkat etmelidir?

Çocukların haz alacağı metinler seçmelisiniz. Kötü kurgulanmış, çocuğu aptal yerine koyan, çocuk bilgeliği ile dalga geçen kitaplar çocuklardan düşük not alıyor. Aynı zamanda kitaplar çocuklara dil zarafeti ve terbiyesi de kazandırmalı. Sosyal medyada çok bahsedilen veya listelerde çok satan kitaplar her zaman iyi kitaplar olmayabilir, buna da dikkat etmek gerekiyor. 

 

Çocuk kitapları yazarken düş gücünüzü besleyen kaynaklar nelerdir? 

Hayal gücü kas gibidir. Ne kadar çalışırsanız o kadar güçlenir. Bu işi ısrarla yapan yazarlar belli bir süre sonra fikir yumurtlamaya başlarlar. Ben de bu işi profesyonel olarak yaptığım için bazen sokaktaki bir çiçek bile benim 20.000 kelimelik metin yazmamı sağlayabiliyor. Okumanın, yeni insanlarla tanışmanın, farklı milletlerle tanışmanın, seyahat etmenin, belgesel izlemenin hayal gücüne çok etkisi var. Ama elbette insan hayal gücünün çalış tuşuna basabilmek için kendine ait bir yere ve zamana ihtiyaç duyar. Çok hızlı akan ve zamanın kıymetinin kaybolduğu bir hayat tarzında hayal gücünü harekete geçirmek zorlaşır. 

 

Son olarak yeni projelerinizden bahsetmek isteriz, yeni bir kitap çalışmanız var mı? 

Evet, Albaraka ile çok güzel kitaplar için istişare yapıyoruz. Yakında sizlerle olacak ve bu hepimizi heyecanlandırıyor. Yeni kitaplarda görüşmek üzere… 

     

      Röportaj: Deniz Demirdağ Temel

 

Etiketler: tanıtım röportajı
Şubat 29, 2024
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR