Osman Bayder ile Amel, Ahlâk ve Saadet

Osman Bayder ile Amel, Ahlâk ve Saadet

Osman Bey merhaba, öncelikle okuyucularımızın sizi daha yakından tanıyabilmeleri ve yolculuğunuzdan haberdar olabilmeleri için kişisel serencamınızdan biraz bahseder misiniz?

Merhabalar. 1983 yılında Bitlis-Tatvan’da doğdum. Liseye kadar Tatvan’da okudum. 2006’da Ankara İlahiyat Fakültesinden mezun oldum. Aynı üniversitede İbn Haldun’un İslam hukukuna dair görüşlerine yönelik bir tez ile yüksek lisansımı tamamladım. 2015 yılında Erciyes Üniversitesinde “Kurucu İmama Muhalefetin İmkân ve Sınırı” isimli tez ile İslam hukuk alanında doktoramı tamamladım. 2010 yılından beri Erciyes Üniversitesinde İslam hukuku alanında çalışıyorum. 

Amel, Ahlâk ve Saadet Albaraka Yayınları’ndan yayımlandı. Bu kıymetli eser okuruna ne vadediyor? Günümüz insanına neler söylüyor?

Gazzâlî, kitabının girişinde bu eseri yazma amacının, kişiyi ahiret saadetini ulaştıracak eylemlerin (amel) neler olduğunu göstermek olduğunu söyler. Eserin ismi her ne kadar konusunun insan eylemleri olduğunu söylese de Gazzâlî’nin “eylem” ile kastı sadece namaz, oruç, muamelat gibi eylemler değildir. O, güzel ahlakın da eylem kapsamında olduğunu düşünür. Bu kitap, asıl itibarıyla insanın arzularının terbiye edilmesinin yolunu göstermeyi hedeflemektedir. Gazzâlî bu hedefi doğrultusunda nefsin tezkiyesi, amel-ilim ilişkisi, sufilerle ehl-i nazarın saadete ulaşma yolunun farklılığı, saadete götüren ilmin hangisi olduğu, heva ve nefis ile mücadele, ahlakı değiştirmenin mümkün olup olmadığı ve bunun yöntemi, insanların temel fazilet ve erdemsizlikleri, saadete ulaştıran ilim yolunda öğrenci ve hocanın vazifeleri, dünyadaki gamı yok etmenin yolları, ölüm korkusu ile mücadele gibi birçok meseleyi birbiriyle irtibatlı olarak ele almaktadır. Bu eseri okuyanlar bu tür konular üzerinde düşünme imkânı elde edebilecektir.

İlmin fıkhını yazmış bir alim olan Gazzâlî’nin Amel, Ahlâk ve Saadet eseri çerçevesinde sizin bir ilim talebesine vereceğiniz en önemli öğüt nedir? 

Gazzâlî bu eserinin iki yerinde şu meşhur sözü dile getirir: “Biz Allah dışında başka gayeler güderek ilim tahsiline koyulduk ancak ilim Allah’tan başka bir gayeyle tahsil edilmeğe rıza göstermedi.” Bu eser kimlerin ilim öğrenmesi gerektiğini, ilim öğrenecek kişilerin ve ders verecek hocaların ahiret saadetine ulaşmak için hangi noktaları göz önüne almaları gerektiğini gösteren bir eserdir.  

Peki, bu kitabın çeviri süreci sizin açınızdan nasıl gelişim gösterdi? Çeviri çalışması tümüyle bir düşünce ya da yazı içeriğinin literal olarak aktarılması mıdır? Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?

Bazı eserleri literal olarak doğrudan günümüz insanlarına aktardığınız zaman eser ile okuyucu arasında büyük bir uçurumla karşılaşırsınız. Bu yüzden de günümüz insanlarının anlayacağı bir üslup ve anlatım farklılığına başvurmanız gerekebilmektedir. Ancak Gazzâlî’nin Amel, Ahlâk ve SaadetMizânu’l-amel’inde böyle bir uçurum göremiyoruz. Çünkü konusu insan. Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen insan ahlakı, zaafları, nefsi ve kusurları anlaşıldığı kadarıyla hiç değişmemiş. Bu açıdan çeviride büyük oranda Gazzâlî’nin üslubuna müdahale etmemeye çalıştık. Eserin Türkçesini okuyacak kişilerin Gazzâlî’nin naif üslubunun lezzetini alacağını düşünmekteyiz. 

Gazzâlî’nin bu eserinin sonraki dönemlere etkisi nasıl olmuştur? Özellikle İhyâu ulûmi’d-din, kelam ve felsefe eserleriyle kıyasladığımızda bu eserinin de ciddi bir etkisinin olduğunu söyleyebilir miyiz?

Gazzâlî’nin Amel, Ahlâk ve SaadetMizânu’l-amel’inin özellikle son dönemlerde ihmal edildiğini söyleyebiliriz. Ahiret saadetine ulaşmak isteyen bir Müslümanın el rehberi olması bakımından son derece önemli bir eserdir. Bu eser İslam dünyası dışında da şöhret bulmuştur. Çok erken dönemlerde (1200’lü yılların başında) Abraham İbn Hasdai Ben Samuel Ha-Levi isimli bir Yahudi tarafından “Moznei Zedek” ismiyle İbranice’ye çevrilmiştir. İbraniceye çevrilmesi o dönemde Batı’da yer alan birçok Yahudi’nin bu kitabı okumasına ve bir şekilde bunu Batı dünyasına aktarmasına katkı sağlamıştır. Nitekim ünlü Yahudi ansiklopedisi Jewish Encyclopedia’nın editörü Isaac Broydé (ö. 1922) Orta Çağ Yahudi düşünürleri arasında Gazzâlî’nin otoritesinin onun felsefe ve felsefecilere yönelik eleştirileri aracılığıyla değil, daha ziyade onun ahlaki öğretileri aracılığıyla tesis edildiğini ve bu etkinin büyük oranda Mizânu’l-amel vasıtasıyla gerçekleştiğini söylemektedir.

Son olarak okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj ya da öneri varsa aktarmaktan memnuniyet duyarız.

Eskiler kitapların en büyük teselli kaynağı olduğunu, kitaplarla teselli bulanların mahzun olmayacağını söylerler. Yine yalnızlık ve yabancılaşmaya karşı en büyük sırdaşın kitaplar olduğu çünkü kitapların sohbet eden bir dil ve içimize bakan bir göz olduğu söylenir. Gazzâlî gibi bir alimin eseri söz konusu olduğunda bu sözler daha anlamlı hâle geliyor. Gazzâlî’nin insana, ahlaka ve insan eylemlerine dair söyledikleri son derece anlamlı ve bunlar üzerinde titizlikle mütalaa edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ebu Hanife’ye atfedilen güzel bir sözle bitireyim: “İlme dayalı olarak yapılan az miktardaki eylem (amel), cehaletle yapılan çok miktardaki eylemden daha hayırlıdır.”

Röportaj: Deniz Demirdağ Temel

Etiketler: röportaj
Kasım 11, 2024
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR