Mehmet Bulgen ile Gazzâlî ve Modern Evrim Paradigması

Mehmet Bulgen ile Gazzâlî ve Modern Evrim Paradigması

Mehmet Bey merhaba, öncelikle okuyucularımızın sizi daha yakından tanıyabilmeleri için kendinizden, çalışmalarınızdan biraz bahseder misiniz?

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden 2003 yılında mezun oldum. Yüksek Lisans ve Doktora eğitimlerini yine Marmara Üniversitesinde Kelam alanında tamamladım. Birer yıl süreyle önce Kanada McGill Üniversitesinde (2013), sonra da Amerika Birleşik Devletleri Syracuse Üniversitesinde (2019) alanımla ilgili doktora sonrası araştırmalar yürüttüm. Kelam Atomculuğu ve Modern Kozmoloji (2015), Klasik İslam Düşüncesinde Atomculuk Eleştirileri (2017) ve Kelâmın Nesne Kuramı (2023) adlı kitaplarımın yanı sıra daha çok kelâm ilminin bilim ve felsefeyle ilişkili olduğu konulara dair makale, derleme ve tercümelerim bulunmakta. Hâlihazırda Marmara İlahiyat Fakültesi Kelâm Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktayım.

Gazzâlî ve Modern Evrim ParadigmasıAlbaraka Yayınları’ndan yayımlandı. Bu eser okuruna neler vadediyor?

Dr. Shoaib Ahmed Malik’in Gazzâlî ve Modern Evrim Paradigması adlı monografisi, yayınlandığı andan itibaren dünya çapında dikkatleri üzerinde toplayan bir çalışma oldu. Kitabın bu derece ilgi görmesinin nedenlerinden biri, kitapta evrim teorisinin ortaya çıkışı, gelişimi, özellikleri, bilimsel ve dinî çevrelerce nasıl karşılandığı oldukça anlaşılır bir şekilde ortaya konulmasıdır. Ayrıca kitap, Müslümanlar tarafından evrim konusunda şimdiye kadar geliştirilen yaklaşımları sistematik bir şekilde tasnif ederek açıklıyor. Shoaib Malik bunları yaparken ilgili literatürü, sahanın kavram ve kuramlarını oldukça yetkin bir şekilde kullanıyor. Yazarın hem doğabilimleri hem de ilahiyat alanında uzman olması alanları ilişkilendirme ve sağlıklı değerlendirmeler yapma konusunda inandırıcılığını arttırdığını söyleyebiliriz. Ayrıca yazarın farklı alanların hassasiyetlerinin farkında olması ve dikkatli bir üslup kullanması okuyucu üzerinde saygı uyandırıcı bir etki oluşturmasını sağlıyor. Dolasıyla kitabın evrim teorisi ve dinle ilişkisi konusunda bilgi almak isteyen bir kişi için tatmin edici bir içeriği ve üslubu olduğu muhakkak.

Bana göre kitabın literatüre asıl katkısı ve özgün yönü ise evrim teorisini klasik dönem kelamının önemli isimlerinden biri olan Gazzâlî ve Eşʿarîlik ekseninde değerlendirmesini yapması. Bu bağlamda kitapta “Gazzâlî evrim teorisi hakkında ne düşünürdü”, “Eşʿarîlik açısından evrim teorisi nasıl değerlendirilebilir” gibi sorulara cevap arandığı söylenebilir. Bu sorular merak uyandırıcı, zira İslam düşüncesinde önemli bir yeri olan Gazzâlî, din bilim ilişkisi denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biridir. Onun İslâm dünyasında bilimin gelişmesine ne ölçüde etki ettiği günümüzde tartışmaların odağını oluşturuyor. Diğer taraftan Eşʿarîlik ise Müslümanların itikadi görüşlerinin oluşumunda etkisi olan ana akım kelâm ekolüdür. Eşʿarîliğin bilgi, varlık, evren ve insanla ilgili son derece gelişmiş kavramsal ve kuramsal arka zemini olduğu bilinmektedir. Bu zenginlik Shoaib Ahmed’e evrim teorisini ilahi eylem teorisi, yaratma, din bilim ilişkisi, mucizeler ve yorum bilim açısından ele alırken nitelikli değerlendirmeler yapmasına imkân sağlıyor. Dolasıyla okuyucunun birçok açıdan istifade edeceği ve ilgi çekici bulacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum. 

Shoaib Ahmed Malik’in bu eseri kaleme almasındaki amaç nedir? Konuyu ele alırken nasıl bir yöntem izlemiştir? 

Evrim teorisi 19. yüzyılda Darwin tarafından ortaya atıldığından beri din-bilim ilişkisi alanında tartışmaların odak noktasını oluşturdu. Aradaki gerilimi gidermeye yönelik şimdiye kadar birçok çalışma yapılmasına rağmen herkesi tatmin edecek ideal bir çözüm bulmak henüz mümkün olmamış görünüyor. Bazıları evrimin dinle tümüyle uyumlu olduğunu iddia ederken bazıları ise hiçbir şekilde uzlaştırılmasının mümkün olmadığını iddia ediyor. Shoaib Ahmed’in de aslında amacı evrim teorisi ile din arasında gerilim oluşturan birbirine zıt bu yaklaşımlara çözüm bulmak. Bunun için ona göre öncelikle evrim teorisi etrafında oluşan yanlış anlaşılmaları gidermek gerekiyor. Nasıl ki diğer teoriler (örneğin Genel Görelilik Teorisi) bilimin kendi iç dinamikleri içinde ortaya çıkıp geliştiyse evrimi de salt bir bilimsel teori olarak görülmelidir. Yoksa evrim bazılarının iddia ettiği gibi ateistik ve materyalistik bir dünya görüşünü desteklemek ya da dinî inancı yok etmek için geliştirilmiş bir teori değildir. Diğer taraftan Müslümanların da konuya bakışının benimsenen teolojik prensipler ışığında farklı olabileceğinin farkında olmak gerekiyor. Bu bağlamda Shoaib Ahmed’in amacı ise klasik İslam düşüncesinde önemli etkileri olan Gazzâlî ve Eşʿarîlik ışığında konuyu değerlendirmek. Bunu yaparken mümkün olduğunca tarafsız bir dil kullanılması, analitik değerlendirmelerle, karşılaştırmalarla konunun birçok açıdan ele alınması, belli bir görüşün mutlak bir şekilde savunmaktan ve telkin etmekten daha ziyade öncelikli olarak konu hakkında bilgi sahibi olunmaya çalışılması ve yazarın kendisi bir karara ulaşmakla birlikte nihai kararı okuyucuya bırakması kitabın değerini arttırıyor. Günün sonunda ise birincil kaynaklardan derlenerek yazılmış en son güncel tartışmaların farkında bir kitabı okumaktan elde edilen kazanımlar kalıyor. Bu yönüyle kitap sadece evrim konusunda değil ilahi eylem modeli, nedensellik, mucizeler, yorum bilim gibi konularda klasik Eşʿarî görüşlerinin nasıl güncellenebileceği ve çağdaş bir sorunun çözümünde nasıl kullanılabileceği konusunda önemli kazanımlar sağlıyor.

Kitapta sunulan argümanlar ve sonuçlarıyla ilgili, siz bize neler söylemek istersiniz?

Evrim teorisi dinler açısından genelde üç başlık etrafında sorun teşkil etmiştir: Evrenin yaşı, ortak ata ve evrimin mekanizması. Birincisi, evrim teorisi türler arasında evrimleşmenin olabilmesi için milyonlarca ve milyarlarca yılın geçmesi gerektiğini söyler. Bu görüş orta çağlarda bazı dinî çevrelerce benimsenen dünyanın ve insanın 5-10 bin yıllık bir geçmişi olduğu gibi yaklaşımlara aykırı görülmüştür. İkincisi, evrim teorisi dünyadaki bütün canlı türlerin ortak atadan geldiğini belirtir. Bu görüş ise özellikle Hz. Âdem’in bir ebeveyni olmaksızın doğrudan Allah tarafından yaratıldığını söyleyen dinî metinler açısından sorun teşkil etmiştir. Üçüncüsü ise evrim teorisi dünyadaki türsel değişim süreçlerini doğal seçilim, raslantısal mutasyonlar ve genetik sürüklenmeler gibi bir takım doğal mekanizmalarla açıklıyor. Bu tarz bir yöntem evreni ve canlılığı Tanrı’nın ereksel/teleolojik bir yaratması olarak gören dinî açıklama tarzıyla uyumlu görülmemiştir. Shoaib Ahmed’in bu üç temel konuda Gazzâlî ve Eşʿarîlik açısından ulaştığı sonuçlara baktığımızda, ona göre bir başlangıcı olmakla birlikte dünyanın çok uzun zaman bir geçmişe sahip olması, insanın dışındaki türlerin arasında ortak bir kökenin olması ve türsel değişim süreçlerinin metodolojik natüralist bir şekilde açıklanmasının gerek Eşʿarîlik gerekse o okula mensup bir kelâmcı olan Gazzâlî tarafından sorun teşkil etmeyecektir. Ancak yazara göre Gazzâlî’nin Eşʿarî yorumbilim ve tefsir ilkelerine bağlı kaldığı düşünüldüğünde Hz. Âdem’in bir ebeveyni olduğu ya da diğer türlerle ortak bir soya sahip olduğu görüşünü kabul etmesi mümkün değildir. Bunun sebebi Âl-i İmrân Suresi 3/59 gibi ayetlerinin Hz. Adem’in daha önce bir köken olmaksızın Allah tarafından yaratıldığında oldukça net olması. 

Shoaib Ahmed’in Eşʿarî metafizik ve yorum bilim ilkelerini dikkate alarak ulaştığı bu çözüm dikkate değer görünüyor. Böylelikle bir taraftan bilimin evrim teorisi konusunda türlerin değişimleriyle ilgili bulguları kabul ediliyor diğer taraftan Hz. Âdem’in yaratılışı söz konusu olduğunda Allah’ın doğrudan mucizevi bir şekilde evrene müdahalesinin mümkün olabileceği gösteriliyor. Hem bilim bulgularına yer veren hem de dinin kırmızı çizgilerine önem veren bu yaklaşımın din ile bilim arasında uzlaşma sağlayacağı söylenebilir.

Uluslararası Bilim ve Din Derneği tarafından bilim ve din alanında 2022 yılında yazılmış en iyi akademik kitap ödülüne layık görülen bu çalışma günümüze neler söylüyorlar?

Kitabın Uluslararası Bilim ve Din Derneği tarafından ödülü layık görülmesi önemli bir başarı ve gösterge. Zira bu ödül verilirken kitabın özgünlüğü, içeriği, yazarın üslubu, konuyu tartışması, kavramları yerli yerince kullanması, alana bir yenilik getirip getirmediği gibi birçok önemli kriter dikkate alınıyor. Dolayısıyla bu ödül kitabın akademik açıdan oldukça yüksek bir kalite standardında olduğunu gösteriyor. Ayrıca evrim günümüzde çok tartışılan bir konu ve bu alanda yapılacak yenilikçi çözümlere çok ihtiyaç var. Dolayısıyla bu ödül bu alandaki çalışmaları teşvik amacı da taşıyor. Ancak ben kitaba bu başarıyı kazandıranın yazarının azmi ve zekasının yanında geleneksel Eşʿarî kelamının sahip olduğu kavramsal ve kuramsal zenginliğin de etkisinin olduğunu düşünüyorum. Zira klasik dönem kelamı epistemik, kozmolojik, ontolojik ve hermenötik konularda günümüz din felsefinde de anlam taşıyan oldukça gelişmiş bir arka plana sahiptir. Kelamcılar geçmişte alemin unsurları, cisimler, atomlar, boşluk, hareket, ilahi eylem teorisi, nedensellik, mucizeler vb. birçok konuyu oldukça zengin bir şekilde tartışmışlardır. Bu durum Shoaib Ahmed’e evrim teorisiyle ilgili konuları Gazzâlî ve Eşʿarîlik açısından tartışırken hayranlık verici karşılaştırmalar ve ilişkilendirmeler yapmasına imkân sağlıyor. Bu yönüyle kitabın klasik dönem kelâmındaki zengin mirasın tanıtılmasına da katkı yapacağı ve onu gümüz din felsefesinin diğer sorunlarına çözüm bulmaya çalışan daha başka çalışmalara öncülük edeceğini umuyorum. 

Peki, bu kitabın çeviri süreci sizin açınızdan nasıl gelişim gösterdi? Çeviri çalışması tümüyle bir düşünce ya da yazı içeriğinin literal olarak aktarılması mıdır? Bu konudaki görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?

Gazzâlî ve Modern Evrim Paradigması kitabı Kelamın Fizik Kuramı ve Kelam Kozmolojik Argümanın yanında üçüncü tercüme kitabım olma özelliği taşıyor. Her üç kitap da kelâm ilmi konusuna kritik öneme sahip güncel çalışmalardır. Bu nedenle kelam sahasında çalışan bir akademisyen olarak bu kitapları alana katkı yapacağını umarak çevirdiğimi belirtmek isterim. Ayrıca bu kitabın bende diğer kitaplara göre farklı bir yeri de var. Zira Shoaib Ahmed kitabı yazarken bizimle sürekli diyalog hâlindeydi. Onunla Gazzâlî ve Eşʿarilik konusunda yüz yüze ve online farklı platformlarda müzakerelerimiz oldu. Dolayısıyla çıkmasını sabırsızlıkta beklediğimiz bir çalışmaydı. 

Elbette kitabı okumakla çevirisini yapmak biraz farklı. Kitabı entelektüel bir merakla okuyorsunuz ama çevirisi yaparken onu gerek anlam gerekse terminoloji açısından Türkçeye doğru bir şekilde aktarma sorumluluğu beraberinde geliyor. Ancak kitabın son derece zengin bir içeriğinin olması, klasik dönem kelamının metafizik ve hermönetik ilkelerinin güncel bir meselenin çözümü için kullanılması ve içerdiği zeka pırıltıları kitabın tercüme sürecinin bende keyifli ve kolay bir hal almasını sağladı. Çeviri ve terminoloji açısından belirsizlik olduğu durumlarda ise doğrudan Shoaib Ahmed’e sorma imkanımın olması da kolaylığı arttırdı. 

Son olarak okuyucularımıza iletmek istediğiniz bir mesaj ya da öneri varsa vermek aracı olmaktan memnuniyet duyarız.

Shoaib Ahmed, bu kitabı yazmaya başladığında evrim konusunda tamamen kabul tarafında olduğunu ancak kitabı yazarken yaptığı araştırmalar sonucunda düşüncelerinin değiştiğini ve Hz. Adem’in istisna olduğu kampa geçtiği söylüyor. Bu durum onun bu kitabı sadece kariyer elde etmekten daha ziyade bir hakikat arayıcı olarak yazdığının bir göstergesi. Okuyuculara da tavsiyem önyargıları bir süreliğine askıya alarak kitabı bir hakikat arayıcısı olarak okumaları. Kitabı okuduktan sonra illa görüş değişikliğine gitmek gerekmiyor. “En doğrusunu Allah bilir” diyerek İslam dairesi altında birçok görüşün savunabileceğini anlayışla karşılamak gerekiyor. 

Sonuç olarak diğer kitaplarda olduğu gibi bu kitabı çevirirken de çok şeyler öğrendiğimi söyleyebilirim. Kelamla ilişkili güzel bir kitabı daha Türkçeye kazandırmış olmaktan dolayı mutluyum. Albaraka Yayınlarına vesile oldukları ve bu imkânı sağladıkları için teşekkür ediyorum. İyi okumalar diliyorum.

Röportaj: Deniz Demirdağ Temel

Etiketler: röportaj
Temmuz 30, 2024
Listeye dön
cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR