Sülüs Nesih Üçüncüsü

Hat: Muhammed Safarbâtî

Tezhip: Berna Kervan

 Ey îman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah’ın yolundan alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü yığıp onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azâbı müjdele! O gün cehennem ateşinde (bu biriktirilen altın ve gümüşler) kızdırılıp bunlarla, onların alınları, yanları ve sırtları dağlanır. (Ve onlara denilir ki) ‘İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız servettir. Artık yığmakta olduğunuz şeyleri (n azâbını) tadın! (Tevbe Sûresi, 34 - 35)

Ey îman edenler! Allah’a ve âhiret gününe inanmadığı hâlde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemez. Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara Sûresi, 264)

Esmâ Binti Ebû Bekir radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre Esmâ, “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu” demiştir: “Kesenin ağzını sıkma! Allah da sana sıkarak verir!” Bir rivayette şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “İnfak et, sayıp durma; Allah da sana karşı nimetini sayıp esirger. Paranı çömlekte saklama, Allah da senden saklar.” (Buhârî, Zekât 21; Müslim, Zekât 88)

Ebû Ümâme Suday İbni Aclân radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ey âdemoğlu! İhtiyâcından fazla malını sadaka olarak vermen senin için iyi; vermemen kötüdür. İhtiyacına yetecek kadarını elinde tutmandan dolayı ayıplanmazsın. İyiliğe, geçimini üstlendiklerinden başla. Veren el, alan elden üstündür (unutma).” (Müslim, Zekât 97)

Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhumâ’dan rivayet edildiğine göre bir kimse Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “Müslümanın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sordu. Hz. Peygamber: “Tanıdık tanımadık herkese yemek yedirmen ve selâm vermendir” buyurdu. (Buhârî, Îmân 6, 20; İsti’zân 9, 19; Müslim, Îmân 63)

Ebu Saîd el-Hudrî’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kişinin hayatında iken bir dirhem (az bir para) sadaka vermesi, ölümü ânında (ölmek üzere iken) yüz dinar (altın lira) sadaka vermesinden hayırlıdır.” (Sünen-i Ebu Davud)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu: “Veren el alan elden hayırlıdır. Yardım etmeye, geçimini üstlendiğin kimselerden başla! Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir. Kim insanlardan bir şey istemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez. Kim de tokgözlü olursa, Allah onu zengin kılar. ” (Buhârî, Zekât 18)

Adî İbni Hâtim radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre “Nebi sallallahu aleyhi vesellem’i şöyle buyururken dinledim” demiştir: “Yarım hurma ile de olsa, cehennemden korunmaya bakın!” (Buhârî, Edeb 34, Zekât 10, Rikak 51, Tevhîd 36; Müslim, Zekât 66–70)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğne göre Rasûlullah (s.a.s.) şöyle dedi: “Allah teâlâ şöyle buyurdu: Âdemoğlu! (Allah için) infak et ki, sana da (Allah tarafından) infak olunsun!”  (Buhâri, Nefekât 1; Tevhid 35; Müslim, Zekât 36, 37)

Ebû Saîd Sa’d İbni Mâlik İbni Sinân el-Hudrî radıyallahu anhümâ’dan nakledildiğine göre, Medineli müslümanlardan bir kısmı Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den bir şeyler istedi. O da verdi. Sonra yine istediler. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, elindekiler bitinceye kadar verdi. Verebileceği bir şey kalmayınca onlara şöyle hitab etti: “Yanımda bir şeyler olsaydı, onları sizden esirgemez, verirdim. Kim dilenmekten çekinir, iffetli davranırsa, Allah onun iffetini arttırır. Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaçlıktan kurtarır. Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiç kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır.” (Buhârî, Zekât 50, Rikak 20; Müslim, Zekât 124)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındırır: Âdil devlet başkanı; Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç; kalbi mescidlere bağlı müslüman; birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan; güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit; sağ elinin verdiğini sol elinin bilemeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse; tenhâda Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi.” (Buhâri, Zekât 16; Müslim, Zekât 91)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.” (Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56.)

Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Rasûl-i Ekrem’in ailesi bir koyun kesmişlerdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bir ara: “Ondan geriye ne kaldı?” diye sordu. Hz. Aişe: “Sadece bir kürek kemiği kaldı” cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Desene bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!” buyurdu. (Tirmizî, Sıfatu’l–kıyâme 35)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sadaka vermekle mal eksilmez. Allah teâlâ affeden kulunun değerini artırır. Allah rızâsı için alçak gönüllü olanı Allah yüceltir.” (Müslim, Birr 69)

İbni Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ancak iki kişiye gıbta edilir: Allah’ın verdiği malı hak yolunda harcamayı başarana. Yine Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmet ile yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğretene.” (Buhârî, İlim 15, Zekât 5; Müslim, Müsâfirîn 268)

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: TR